Ey erkekler! Kendinizden utanın! Konu siz olunca ‘Sarışından mı
hoşlanırlar, esmerden mi? Balıketi mi severler, zayıf mı?’
boyutunda tartışılan bir meseledir ‘aşk’. Ben bir kadının fikir
boyutunun ne yönde olması gerektiği üzerinden bir ‘âşık olunacak
kadın’ tartışmasına hiç rastlamadım. En fazla ‘Akıllı olsun canım,
aptal kadın bir yere kadar’ diyerek kendilerini feminist zanneden
erkekler çıkar, etrafa da hava attıklarını zannederler.
Halbuki kaç gündür ‘Kadınlar solcu erkeğe mi âşık olur, sağcı
erkeğe mi? İsyankârı mı severler, düzene uyanı mı?’ diye bir
tartışma var. Gerçi bu tartışma bana ‘iç güzellik’ meselesini
hatırlatıyor. Erkeklerin kadının iç güzelliğini sevmesi ne kadar
doğruysa, kadınların solcu sevmesi de o kadar doğrudur bence.
Tartışmanın detaylarına aşağıda gireceğim ancak başlı başına bu
konu bile kadınların erkeklerden aşka bakışta ne kadar daha
sofistike olduklarını göstermeye yetiyor...
‘Solcu Rasim’ lafı bir oksimorondur
Dün Ertuğrul Özkök bu konu üzerine bir yazı yazmış ve ‘Nagehan,
Rasim’e solcu bir serseriyken mi âşık olmuş?’ diye sormuş. Yazıda
Rasim solcu, ben de muhafazakâr olmuşum! Hiçbir zaman muhafazakâr
olmadım. Bilindiği gibi, kendimi liberal ve demokrat olarak
tanımlarım. Ama neyse, şimdi konu ben değilim...
Hele Rasim hiçbir zaman solcu bir yazar olmadı. Tutkulu ve
ikonoklast bir liberal-demokrat olarak çıkış yaptı. Hatta ilk kez
Türkiye gündemine solcuların putlarını yıkarak girdi ve yazdıkları
büyük yankı yarattı. Türk 68 hareketinin liderlerinin evrensel 68
ruhuyla ve enternasyonal solculukla da hiçbir ilgisinin olmadığını
öyle bir ispatladı ki bu isimleri kutsal sayan tüm silahlı radikal
sol örgütler Rasim’e ölüm tehditleri yağdırdılar. Öte yandan,
Alevilere yönelik 80 öncesi korkunç katliamların Türk sağ
hareketiyle organik bağını ortaya koyduğu için de 12 Nisan 2009’da
bir yayın çıkışı faşizan bir saldırıya uğrayan ve hastanelik edilen
de oydu.