Pazartesi sabahı Ankara'nın dondurucu soğuğuna indiğimde kafamda, beni bekleyen günle ilgili pek bir resim yoktu. Grubumuzun Kahramankazan'daki dev soda külü fabrikasının açılışına gideceğiz, ancak açık söylemek gerekirse ben ne sodadan ne külünden anlarım... Rezil olmayayım diye önceden biraz ders çalıştım, ama yine de her şey Çince gibiydi. Ta ki uçaktan inip arabaya binene ve bir süre gittikten sonra o hiçliğin üzerinde yükselen devasa fabrikayı görene kadar... Fabrika kısmı Sincan, maden kısmı Kazan belediyelerinin sınırları içinde olan tesis, Ankara'nın bozkırlarını da bire bir anlatıyor. Uçsuz bucaksız toprak. Dünya yuvarlak değil de tepsi sanki... Ama bu makûs talihi kırmak için 100 bin ağaç dikmiş Ciner Grubu. Hem toprağın altından bir zenginlik çıkarıyor, hem de o toprağın üzerini zenginleştiriyor.