Göreve geldikten sonra büyük bir kararlılıkla okulları açık tuttuğu ve pandemide kaybedilen bir buçuk yılın ardından nihayet 'okullar son kapanan ve ilk açılan yerlerdir' prensibini siyasete benimsettiği için Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'e bu köşede verdiğim desteği biliyorsunuz. Özer ile tanışıklığımız yok. Kendisi ile hiç karşılaşmamıştım. MEB Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Yıldız Aktaş beni birkaç gün önce arayıp Bakan Bey'in İstanbul programı sırasında konakladığı otele davet edince ilk kez bu sabah görüştük ve 2 saate yakın kahvaltılı bir sohbet yaptık. Mahmut Özer'e son günlerde konu olduğu çeşitli siyasi polemiklerden, göreve geldiğinden beri yaptıklarına, yapmak istediklerine, MEB ile ilgili spekülasyonlara ve Urfa'da okul müdürünü fırçalama hadisesine kadar aklıma gelen her şeyi sordum. Türkiye'yi intiharı ile yasa ve infiale sürükleyen Enes Kara, üniversite öğrencisi olduğu ve Bakan'ın yetki kapsamına girmediği için o konuda yorum yapmak istemedi.
Bu yazıda kalemim döndüğünce sizlere bana anlattıklarını ve kişisel notlarımı aktaracağım.
Önce ilk izlenim ile başlayayım. Mahmut Bey en aşağıdan en yukarıya her ayrıntıyı takip eden bir yönetici. Her şeyle bizzat kendi ilgilenmek istiyor. Detaycı. Hızlı konuşuyor. Sonuç odaklı. Bence siyasetçi değil bürokrat yönü ağır basıyor.