Herhalde dünyada başka bir ordu yoktur ki kendi bünyesinden
ideolojik gerekçelerle bu kadar çok kişiyi ihraç etmiş olsun. Ve
yine herhalde dünyada başka hiçbir ordu yoktur ki kendi içinde
gizlenerek kök salan bir yapı güçlenip hâkim olmak için türlü
çeşitli kumpaslarla yüzlerce mensubunu mağdur
etmiş olsun…
Olguların ve olayların üst üste bindiği, çok sayıda zarar görmüş
ismin var olduğu bir askeri kurumumuz var maalesef. 15 Temmuz’dan
sonra FETÖ’cülerin ordudan attıklarının geri dönüş yolu üzerine
konuşulmaya başlanınca ben de işi biraz geriye götürüp esas
ihraçların olduğu 28 Şubat dönemindekilerle başlayıp günümüze kadar
gelmek istedim. FETÖ’nün ihraç ettiği isimleri tanıyan ve onların
dönmesi için çalışan Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok’la da konuştum, 28
Şubat ihraçları üzerine mücadele veren Adaleti Savunanlar
Derneği’nin (Asder) basın komisyonu başkan yardımcısı emekli
Kıdemli Albay İbrahim Keleş’le de.
28 Şubat’ta TSK’dan ihraç edilenler denince 1993-2002 arası
kastediliyor. Bu sürede YAŞ kararlarıyla atılanların sayısı 1600’ün
biraz üzeri. Hatırlayın, o dönem TSK’da daha önce de olan başörtüsü
ve dini sembol karşıtlığı tavan yapmıştı. 93’te her personele tayin
formu doldurma zorunluluğu getirildi ve eş ve çocukların
fotoğrafları istenmeye başlandı. Başörtüsü ve sakal avcılığı net
bir şekilde bu yolla yapılıyordu.
Yalnızca bu da değil, solcu kimliği dolayısıyla da atılanlar oldu,
bu sayının içinde onlar da var.