Dünyayı kuş bakışı izleyerek bir uçtan bir uca kat ettik ve pazartesi akşam üzeri ABD’nin başkenti Washington DC’ye vardık. Yorgunluk büyük, öte yandan, bu ziyaretin önemi ve heyecanı hepimizi dipdiri ayakta tutuyor.
ABD başkanlarıyla görüşmeler hep önemli olmuştur ama bu seferkinin
ayrı bir ehemmiyetinin olduğu açık. Ortadoğu kaynıyor, yanı
başımızdaki harita yeniden şekilleniyor. Yalnızca Ortadoğu değil
ABD’nin içi de kaynıyor.
Sıra dışı ve çok tartışmalı bir başkan Trump. ABD siyasetini iyi
bilenler devlet ile başkanın arasının hiç bu kadar açılmadığını
söylüyorlar. Dolayısıyla, ABD YPG’ye silah yardımı yapacağını ilan
etti ancak Trump bu kararın neresinde?
Görüşmenin iki ana ekseni var. İlki ve tabii ki en büyüğü YPG ve
Suriye. Açıklamalara bakacak olursak Trump Türkiye gibi bir
müttefiki elbette kaybetmek istemiyor.
YPG politikasından 180 derece dönmesi beklenmiyordu zaten ancak
Türkiye’ye yönelik tehdit oluşmaması konusunda garanti vereceği,
silahların PKK’nın eline geçmemesi için bir envanter tutmak, Rakka
operasyonu bittikten sonra o envantere göre toplamak ve bunu Ankara
ile paylaşmak gibi öneriler getirebileceği konuşuluyordu. Nitekim
iki liderin toplantıdan sonra yaptıkları açıklamalar ABD’nin YPG
konusunda temel bir politika değişikliğine gitmek niyetinde
olmadığı ancak Türkiye’ye yönelik herhangi bir tehdite karşı da
garanti verdiğini gösteriyor.