AKP, bir yandan anaokuluna kadar inip bütün okullardaki ders müfredatlarını Atatürkçü, laik ve demokratik değerlerden, Cumhuriyet tarihinden, Kurtuluş Savaşı’mızdan sinsice ayıklayıp baştan sona hurafelerle doldururken, öte yandan dinci vakıflarla Milli Eğitim Bakanlığı’nı ve il Milli Eğitim Müdürlüklerini işbirliği içine sokarak, protokoller imzalayarak ve yetki devri yaparak, dinci vakıfların şeriat temelli aşırı söylemlerine hem görünürlük kazandırıyor hem normalleştiriyor hem de para akıtarak bu dinci yapıları semirtiyor, güçlendiriyor. Bunlar aracılığıyla bütün topluma kendi Sünni İslami ideolojisini dayatıyor…
Tek hedefleri cahil nesiller yetiştirmek. Beyni hurafelerle ve dinsel masallarla yıkanmış, çağdaş dünyanın değerlerinden uzak, bilim kafasıyla, sorgulayan akılla ve şüpheci bir yaklaşımla olayları sistematik olarak analiz edebilmeye ve sonuçları sebepleriyle birlikte kavramaya çalışmak yerine, bilmediklerini bilmesine gerek olmadığına inanan ve hayatındaki tüm varoluşsal bilinmezleri gayba havale ederek kendine sahte bir dünya yaratan, kendini bir birey olarak değil de ümmetin bir parçası olarak gören ve varlığına ancak bu şekilde bir anlam yükleyebilen, insanlar arasında yaradılıştan ast üst farkı olduğuna inanan, kendi sınıfsal statüsünü sorgulamayan, aşmaya çalışmayan, reislerine biat eden robotlar yetiştirmek istiyorlar…
Çağdaş eğitim, bireyi hayata, dünyaya, toplumsal yaşama, insanlığın çağdaş değerlerine ve kültürüne hazırlamak için tasarlanır. Çocuğa, hayatı boyunca ihtiyaç duyacağı bilgi ve becerileri öğretir, kendi yeteneklerini keşfetmesine ve açığa çıkarmasına yardımcı olur. Hayatında karşısına çıkabilecek zorluklara karşı özgüvenli, dirençli ve mücadeleci olmayı öğretir. Çağdaş eğitim, çocuğu içine doğduğu dünyaya ve dünyada karşılaşabileceği her tür şeye hazırlamayı amaçlar…