Henüz sandıkların tamamı açılmadan, özellikle de yurtdışı oyların çok azının sayıldığı anlarda bu yazıyı kaleme alıyorum. Ancak şu saatten sonra görünen ilk tablo, yeni parlamentonun dört siyasi partiden oluştuğu. Başka bir ifadeyle HDP, en azından benim açımdan sürpriz bir sonuçla seçim barajını aşarak, hatırı sayılır bir milletvekili çıkarmış bulunuyor.
Kesinleşmemiş sonuçlar üzerinden konuşmak elbette büyük risk. Ama bu tabloda da yapılabilecek tespitler var. Bunları alt alta sıralayalım.
Öncelikle seçimlerin tartışmasız en önemli sonucunu alan partinin HDP olduğunu söylemek gerekiyor. Aldığı oylar ödünçtür veya doğrudan kendi seçmenine aittir tartışmasını bir kenara bırakarak bu başarının altını çizmek gerekiyor. HDP’ye bu sonucu getiren birkaç dinamik var. Bir medya grubunun, elbette özellikle CHP seçmenini merkeze alarak yaptığı operasyon, bu partiden HDP’ye önemli bir oy akışı sağlamış görünüyor. Ancak tablonun bundan ibaret olmadığını da tespit etmeliyiz.
Şu ana kadar Türkiye’de ağırlıklı olarak AK Parti’ye destek veren muhafazakar ve dindar Kürtlerden HDP’ye ciddi oy kayması gözleniyor. Buna bir de HDP’nin barajı aştığı gerçeği eklenince, AK Parti şu ana kadar özellikle güneydoğu bölgesinde yakaladığı milletvekili sayısının çok gerisine düşmüş görünüyor. Erken bir değerlendirme olabilir. Ancak Kürtler arasında etnik kimlik siyasetinin giderek daha fazla karşılık bulduğu gerçeği ortada. Özellikle AK Parti’nin bu konuyu önüne alıp ciddi biçimde değerlendirmesi gerekiyor. Tüm bunlara iktidar partisinin Güneydoğu bölgesinde yaptığı kötü listeyi de eklerseniz sonuçlar daha anlaşılabilir hale gelir.