Kirler, kirlilikler, gizlenmiş niyetler; ne varsa hepsi 2017’de
ortaya döküldü. Koca yıl boşa gitmedi. Biriktirdi, biriktirdi;
“uyanın-aydınlanın-hesap sorun- saydamlık isteyin- her
söylenene kanmayın” diyerek bırakıp gitti. Böylece;
uyuşukluk dönemi, kendini teslim etme dönemi, bekleyip görme
dönemi, bizim için çalışıyorlar dönemi, geçmişin kötü
mirasını tamir ediyorlar dönemi, özetle “ne yapıyorsa kabul
ederiz dönemi” dün gece saat 24.00 vurduğunda bitip
gitti.
2018’e merhaba!
* * *
Gerçek durum TV ekranlarında tekel kurup anlattıkları gibi
toz pembe değil.
Sorunlar ağırlaştı.
İşsizlik alev oldu.
Yoksulluk arttı.
Dış açık büyüdü.
Gelir eşitsizliği düzelmedi.
Geçim sıkıntısı ağırlaştı.
Bölgesel uçurum açıldı.
Vergiler zalim sopasına döndü.
Zamlar durmuyor.
Memurlar sıkıntıda.
İşçiler mutsuz.
İşveren, devlet emziği olmadan önünü göremeyen küveze konmuş
bebeklere döndü. Düzenin adı muhafazakar piyasa ekonomisi fakat
sanayici, tüccar, bankacı, KOBİ sahibi esnaf göbeğinden devlete
bağlandı.
Bankalar telaş içinde.
Esnaf, devlet kredisi peşinde.
Çiftçi daha da daralmakta.
Devletin bütün malları satıldı.
Kamu imtiyazları peşkeş çekildi.
Özelleşecek mal kalmadı.
Türkiye’nin geleceği de satıldı.
Bütün belediyeler borç içinde.
Devlette harcama tavan yaptı.
Halka kemer sıkma kaldı.
Saray VIP uçakta gazeteci yemliyor.