Çok adam geldi.
Çok adam gitti.
Çok general.
Söz getirici.
Laf götürücü.
Geldi, gitti.
“Mahvederiz” tweeti geldi.
“Çok üzüldük” telefonu gitti.
En son önceki gün bir Amerikalı senatör de geldi. ABD’nin zaten
toplam 100 senatörü var. Hepsi etkili. Ankara’daki diplomasi
muhabirleri en etkili olan bu senatör diye yazdılar. Senatör
Ankara’da 3 üst düzey (Cumhurbaşkanı Erdoğan- Dışişleri Bakanı
Çavuşoğlu- Savunma Bakanı Akar ile) görüşme yaptı. Sonra da Ankara
Senatörü gibi konuştu.
“Türkiye’ye dert açtık.
ABD, Obama döneminde YPG’yi silahlandırarak Türkiye için kabus
yarattı. YPG’nin PKK ile bağlantılı olduğunu görmedi. Şimdi Türkiye
için ortaya çıkardığımız YPG/PKK sorununu çözmeliyiz.
Türkiye’yi korumalıyız.
Nitekim ABD Genelkurmay Başkanı, Türkiye’nin güvenlik endişelerini
ortadan kaldıracak bir ‘Tampon Bölge
Planı’ yaptı. PYD-YPG unsurları Suriye’nin iç
bölgelerine çekilecek.”
Senatör bunları dedi.
Ağzından bal damladı.
★★★
Amerikalı, bize bizim tezimizi anlatıyor. Türkiye’yi
rahatlatıyor. Daha bir hafta önce “seni ekonominden
vururum, mahvederim” diyen ABD, bir hafta sonra bugün
“sizin için kabusu biz yarattık şimdi aynı kabusu biz
kaldıracağız” diyor.
Fakat iki cümle var.
SÖZCÜ Ankara muhabiri Zeynep Gürcanlı,
Senatör Lindsey Graham’ın Ankara’da yaptığı basın toplantısında;
“Türk Silahlı Kuvvetleri, PYD-YPG ile savaşmak için Suriye
topraklarına girerse yanlış olur. Obama, PYD-YPG’yi silahlandırarak
Türkiye için bir kabus yarattı. Türk Ordusu’nun Suriye’ye girerek
PYD-YPG’ye silahlı müdahalede bulunması da ikinci bir kabus
yaratır” dediği bu iki cümleyi de haberinde yazdı, dün
yayımlandı.
Tek SÖZCÜ’de var.
Diğer gazetelerde yok.
Niye yok?
Senatörün “bal damlatan” cümlelerini
yayımlayıp, “zehir zemberek
tehdit” sözlerini halktan gizlemek de bu dönem
gazeteciliğinin marifeti oldu. Ayıp.