Kendi gücüne tapan ABD Başkanı, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan
edeceğini söylemişti. Sadece 4 ay önceydi. İşte o gün; Medine
komutanı Fahreddin Paşa’nın torunu Zeki
Türkkan, dedesinden kalan tek miras küçük kutunun
içindekileri açıklamıştı.
1 fırça.
1 parça sünger.
1 beyaz şalvar.
1 parça kumaş.
Fahrettin Paşa, 100 yıl önce Medine’de Hz. Muhammed’in mezarını
savunurken o beyaz şalvarı giyerek, o fırça ve o süngerle
peygamberin mezarını her gün temizlemişti. O kumaş parçası da Hz.
Muhammed’in mezar örtüsünden kesilmiş bir manevi armağandı.
Osmanlı, Mekke-Medine- Kudüs’ü imkanlarının elverdiği ölçüde
“yüksek inanç- üstün ahlak” temeli üstünde
savunmuş, korumuştu. Mekke Medine’den, Medine Kudüs’ den ayrı
düşünülemezdi.
Sonra tarih döndü.
Osmanlı!
Kendini bile koruyamadı. * * * Açıkça yazayım.
ABD ve İsrail, kurnaz, güçlü, bilgili, bilmiş, şaşırtan, şarlatan,
gözü kanlı, attıkları adımı bilen ülkeler. 4 ay önce Kudüs’te
“ABD Büyükelçiliği’nin açılacağını” ilan ettikleri
zaman Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 193 ülke içinde 128’inin
bu karara “hayır vereceğini” mutlaka
biliyorlardı.
Dünyaya meydan okudular.
Bilerek bu adımı attılar.
Arkasını getireceklerdi.
Arkasını kanlı getirdiler: İsrail’in kanlı ordusu yine çocuklar,
kadınlar, sivil Filistinli kurşunlandı.
4 ay boyunca:
İslam ülkeleri unutkan.
Avrupa, kayıtsız.
Biz ne yaptık?
ABD’ye kız!
İsrail’i kına!
Filistin’e ilgisiz kal.
4 ay önce de ateşli nutuklar söylendi, Filistin’de İsrail ve
ABD’nin insanlık dışı girişimi liderimizce, özellikle iktidar
partisi tarafından iç politikada oyları artırma, safları
sıkıştırma, “dava adamı” görünme, dini kullanma malzemesi
yapıldı.
Yine aynısı yapılıyor.
Meydanlarda toplanalım. ABD ile İsrail’i kınayalım. Liderlerimiz
demeç versin, hazır s...