Her şey süper gidiyor; çiftçi tarlada mutlu, işçi fabrikada
mesut, esnaf dükkanda memnun, emekli evinde torunlarıyla pür neşe
içinde. Gelirler, maaşlar, ücretler, kazançlar süper gidiyor. Öyle
ki, işçi aldığı ücreti, memur aldığı maaşı, esnaf kazandığı
kazancı, çiftçi pazara satacağı üründen eline geçen avansı,
harcıyor harcıyor bitiremiyor. Gidiyor altın alıyor, dolar alıyor,
Euro alıyor, İtalya’ya, İspanya’ya tatile, Bulgaristan’a kar
keyfine kayak yapmaya gidiyor.
Böyle bir göz boyama.
Ah bu dalkavuklar!
Ah bu övücüler!
Ah bu yalancılar!
Her yerdeler, bakanlıkta, danışmanlıkta, gazete köşelerinde,
üniversite kürsülerinde, TV ekranlarında, Saray kapısında, tarikat
avlusunda, din ve diyanet çarşısında; bunların hepsi tek kelimeyle
asalaklar; devlet parası ile beslenip zenginliği ve hazzı en yüksek
düzeyde yaşamak için dalkavukluk yaparak göze giriyorlar. Bu
asalaklar; “yurt dışında faiz lobileri var, içeride de
vatan haini, din düşmanı alçaklar el birliği yaptılar faizleri
yükseltiyorlar” hikayesini uydurdular.
Baş dalkavuk.
Baş yalancı.
Baş gizleyici.
Baş asalak.
Say say bitmez. * * * Merkez Bankası baskı altında baş yalancı
yapıldı. Nasıl olsa halk anlamıyor. Anlayan, bilen,
“yalancılık bu…” demek isteyenler de iktidarın
polisinden, yargısından, hapishanesinden korkuyor. Dalkavuklar ile
asalakların da çamurundan, çirkefinden çekindiği için susuyor.
Merkez Bankası, “gecelik borçlanma penceresini”
açık tuttu, repo ihalesini kapattı ve para sahiplerine, sıcak para
getireceklere, off-shore şirketleri yoluyla kaçırdığı parayı
Türkiye’ye geri sokuculara “ahlaksız teklifini”
yaptı.
Yüzde 14’den piyasayı fonladı.
Faizi yüzde 8’de tutmuş göründü.
Cumhurbaşkanı’nın gözüne girdi.
Sonuçta Merkez Bankası faizi yüzde 8’de tutmuş görünüyor ama o
oranla kimseye borç vermiyor.
Bu hormonlu yapı.
Yürümez, gitmez.