Benim suçum değil. Çıkmamış candan beklenen son umudun
kusuru. Ülkücü milliyetçi bir muhalefet partisinden 27 altın
milletvekili çıkabileceğini umut ettim.
Soracaksınız.
Yazar geçiniyorsun.
Hep ıskalıyorsun.
Haklısınız.
Milletvekilliğini parmak kaldıran, parmak indiren, evet pulunu
zarfa koyup, hayır pulunu; “En hakiki Reisci benim, sizdenim,
ismimi gelecek seçimde listenin ön sıralarına yazmanızı beklerim”
mesajı vererek gösteren yapıdan altın çıkamayacağını
bilecektim.
Evet bilmeliydim.
Bile bile lades dedim.
Titrer!
Kendine gelir!
“Hayır oyu atma yoksa seni mimlerim” korkutmasına meydan okur
diye umut ettim. Teneke pasını silkeler, 27 adam çıkar; ettiği
yeminin içine tükürmüş birine Meclis'te haddini bildirir, “Tiran
olmaya ya da despot olmaya ya da firavun olmaya” yol açacak olan
böyle çağdışı bir teklifi Meclis'ten geri çevirir diye umdum.
Hayalperest bir yazarım ben.
İnsanlık için, ülkemizin geleceği için gerçekleşmesi
olanaksız da olsa yüksek amaçlar için yazarım.
Türkiye için iyi olanı ararım.
Hayalimin kurbanı oluyorum.
* * *
“Milliyetçiyiz” diyorlardı.
Tanrı dağı kadar Türk!
“Milliyetçiliği ayaklar altına aldık” diyenlerin “açığına teneke
yama olmayı” kabul etmek yerine 27 altın adam olmayı seçeceklerini
umdum.