Onlar ne diyor?
Ne düşünüyor?
Onlar ne bekliyor?
Nelere kızıyor?
Nelere seviniyor?
Niçin öfkeleniyor?
Öfkelerini, kırgınlıklarını, tedirginliklerini,
korkularını “oylarına” nasıl yansıtmaya
hazırlanıyorlar? Sadece öfkeleri mi onları yönetiyor yoksa akıl,
fikir, acı tecrübe, yaşanmışlık mı öne geçti? İktidar sözcülerinin
“Onlar vatan haini, biz beka
düşünenleriz…” söylemi yapay, zorlama, uydurma kaldı.
Eski ağızlardan dökülen şablonculuk, eski isimlerden taşan
yorgunluk bu seçimde öne geçti. Ekonomideki daralma dipten vurdu,
üstten kalıpları sarstı.
Sizin gözleminiz nedir?
Ankara:
Yavaş yavaş!
İstanbul:
Usul usul!
Değiştirme kararı vermiş, sandık gününü bekliyor. Ankara Mansur
Yavaş, İstanbul Ekrem İmamoğlu demeye hazır. Sandıklarda iktidar
partisine ve Saray yönetimine “ders olacak bir şehir
tokadı” pişiyor.
Ben yazmış olayım.
Yazmadı demeyin.
★★★
Kuşkusuz tahminler dumanlıdır. Gerçek olan sandıktan çıkacak
seçim sonucudur. İktidar şöyle bir sonuç umuyor:
İstanbul:
Otura kalka.
Binali Yıldırım.
Ankara:
Durup duraklaya.
Mehmet Özhaseki
Benim gözlemlerim ise tersini söylüyor. Şiddeti iktidarın aklını
başına getirecek bir “şehir tokadının”
sandıkta patlayacağını tahmin etmekteyim. Sadece Ankara ve
İstanbul’da değil, yorgun yönetim anlayışından bıkan diğer
şehirlerde de halk, kendi öz eleştirisini yaptı, ekonomideki son
duruma ve kendi haline baktı ve “eskimiş, yorulmuş
yüzleri dinlendireyim” diye kararını verdi.
Ankara:
Ucu ucuna Mansur.
İstanbul:
Ucu ucuna Ekrem.
Şehirler özgürleşiyor.
Mansur Yavaş da Ekrem İmamoğlu da “Biz şehirleri halkla birlikte
yöneterek Ankara’da Cumhurbaşkanı’nın yükünü hafifleteceğiz”
diyorlar. Türkiye yeni bir modele geçiyor. Halk, “Saray
yönetimine” karşı
“şehir yönetimlerini” yarışa
sokma kararı aldı.
Sandığı bekliyor.
★★★
İktidar sözcüleri, yaklaşık 60 gündür çok pahalı, bol ışıklı,
bol harcamalı, bol devlet kaynağı torpilli, gazete ve TV ekran
tekeli kurmalı propaganda sürecinde halka; “1 oyun var, onu bana
ver ve 5 yıl seçim yok, sen otur beni bekle” dediler.
Hızımı kesme!
Yine bana ver!
Slogan oldu.
Halkın buna cevabı var: Ben seni İstanbul’da, Ankara’da ve büyük
şehirlerde 25 yıldır bekledim. Bana sunduğun işsizlik, pahalılık,
yoksulluk, yolsuzluk, adam kayırma, dış borçla büyüme, yandaş
zengin etme, şehirleri betonlaştırma, kentleri yaşanmaz kılma
oldu. Ben senin ne yaptığını gördüm, 5 yıl daha niçin
bekleyeyim?
★★★