Avrupa Birliği’nin “saygı duyulan eşit üyesi” olacaktık. Makine sanayi ürünlerimizin bütün dünyaya ihracatı Alman Makine Sanayi’ni geçmiş olacaktı. Bahçelerimizde yetiştirip dünyaya sattığımız şeftali ile kirazların kalitesi de İspanya bahçelerinin şeftali ve kirazlarından daha üstün olacaktı. Dünyanın en iyi ilk 500 üniversitesi içinde ilk 10 sırada bizim 5 üniversitemiz yer alacaktı. Borç arayan ülke değil borç veren biz olacaktık. Emeklilerimiz, İtalya’ya tatil yapmaya, Londra’da müze gezmeye gideceklerdi. Dünyanın en parlak beyinli insanları Türkiye’de çalışmaya can atacaktı. Kişi başına milli gelir de 50 bin doları aşmış olacaktı.
Olmadı.
Afganistan olduk.
Avusturya Başbakan’ı Kurz, Türkiye’ye “Avrupa’nın Afganistan’ı olma donu” biçti; “Afganlıların Türkiye’de kalması daha doğru” diyebilme boş boğazlığını gösterdi. Alman Başbakan’ı Merkel de; “Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi olmasını beklemiyorum ama mülteciler konusunda olağanüstü başarılılar” diyerek “Türkiye’ye Afganistanlıları Avrupa’dan uzak tutma görevi...