Baba oğluna pantolon alamadı. Bu durumu kendine
yakıştıramadı.
İntihar etti.
Vicdanlar sızladı.
Kriz yıllarında “Bu da mı benim başıma gelecekti?”
iç hayıflanmasına girip, durumu “canıyla protesto
edenlerin” sayısı artar. Sadece çaresiz babalar değil,
intihar eden işadamı babalar bile çıkar.
Babalar canına kıymasın.
Bir şeyler yapmalı.
Ne yapmalı?
Bütün krizler aynıdır.
İkiz açıkla başlar.
İç açık:
Bütçe
yama tutmaz.
Dış açık:
Döviz gelişi durur.
İkiz açığın
birbirini tetiklemesiyle ülke krize girer. Krizden çıkış reçetesi
de hep aynıdır.
Devalüasyon yap.
Faizleri artır.
Bütçeyi denkleştir.
★★★
1980 krizi:
İkiz açıklıydı.
Başbakan
Süleyman Demirel’i ve onun “krizden çıkış
paketi hazırlasın” diye koltuksuz bakanlık verdiği
Turgut Özal’ı; dış dünyaya “borçları
ödeyemiyoruz” demeye zorlardı.
Devalüasyon yapıldı.
Faizler artırıldı.
Bütçe sıklaştırıldı.
Halka “Eski çalıştığından daha fazla çalış fakat sakın
ücret artışı isteme ve eski tükettiğinden daha az tüket”
diyen paket dayatıldı.
Yeni borçlar bulundu.