Başımıza gelen nedir?
Sorumlusu kimdir?
Şimdi ne yapmalı?
Başımıza örülen: Tıfıl tombul oğlan durumudur. Hatırlayın. Haberi fotoğraflarıyla yayınlandı. Dış basında bile çokça yer aldı. Bursa’da bir lokantada bulaşıkçılık yaparken; “Allah yolunda Rabbim hepimizi korusun” diye slogan atıp kendine bir “Çiftlik Bank” kurmuştu. 1 lira yatıranın 50 lira kazanacağını duyurdu.
İnsan avanta seviyor.
Akın ettiler.
Olmayan çiftlik.
Olmayan tavuk.
Olmayan inek.
Olmayan dana.
Paralar, yatırıldı.
Başlangıçta 1 hayali tavuk alanın 50 gerçek tavuk kazancı oluyordu. Çünkü tıfıl tombul oğlan, yeni katılanlardan topladığı parayı, ilk tavuk alıcılara veriyordu. Bu yolla 80 bin kişinin 500 milyon lirasını topladı. Ancak doğal olarak yeni tavuk, dana, inek alıcısı bulamayınca, sistem tıkandı. Tıfıl tombul oğlan Uruguay’a kaçtı. Paraları kızlarla yiyor.
★★★
Türkiye şimdi aynı durumdadır. Bugün başımıza gelen “Çiftlik Bank” benzeri yolun kalkınma, zenginleşme, büyüme diye halka 15 yıldır yutturulmasıdır.
2003 yılında başladı.
Yıl yıl köpürtüldü.
Doğrudan Yabancı Yatırımlar (DYY) diyorlar, hızlandırıldı. DYY: Eldeki devlet fabrikalarını, limanları, santralleri, devlet imtiyazlarını, kamunun neyi varsa kârlı-kazançlı yabancıya ucuz ucuz satılmasıydı. Bu yolla 2003’ten 2016’ya kadar 67.5 milyar dolar dış para geldi. İktidar ile bankacılar da anlaştılar; sendikasyon kredileri ile ilave dış kaynak (yeni borçlar) aldılar. Ailelere (hane halkına) taşıt kredisi, ev kredisi, her tür ihtiyaç kredisi olarak bol bol dağıtıldı, çok pahalı verimsiz projelerle gözler boyandı. Aileler ev ve otomobil sahibi oldu. İktidar, her girdiği seçimde oylarını artırdı. İnşaat müteahhitleri ile bankacılar kârlarını şişirdi. Halk kendine ait olmayan dışarıdan gelen parayı yiyerek, akıllı ve becerikli yönetildiğini zannetti.
Sonu aynı Çiftlik Bank!
Yeni dolar gelmez oldu.