229 yıl önce (1789’da) açıklanan İnsan Hakları Bildirgesi’nde
“vergi veren her yurttaş ülkeyi yönetenleri eleştirme
hakkına” sahiptir diye yazılmıştı. Bildirgede yazılan
böylesine “vergi verenin hakkını vermeyene yediren iktidarı
eleştiren vatandaş bilinci” Türkiye’de yeterince gelişmiş
olsaydı…
Vergi daireleri basılırdı.
Ödediğim vergiyi geri ver.
Maliye binaları basılırdı.
Ödediğim cezayı geri ver.
Belediye binaları basılırdı.
Emlak vergimi geri ver.
Köprü geçişleri basılırdı.
Geçiş ücretimi geri ver.
“Ben de iktidarın seçim hamamına girip
temizleneceğim” diyen düzgün vatandaşların tepkisiyle yer
yerinden oynardı.
Barış paketi.
Seçim bildirgesi.
Af torbası.
Bereket yağmuru.
Bunlardan hiç birisi değil.
“Seçim Hamamı” kurulduğunun ilanıdır. Kat kat,
katmer katmer kiri birikmiş vatandaşlar; devlet hamamında yıkanıp
temizlenmeye çağrıldı.
Hamamın bir adı olmalı.
Paketi açıklayanın adı konmalı.
Başbakan Binali’nin Hamamı!
* * *
Devletle savaşa tutuşmuş.
Yasalara karşı gelmiş.
Vergisini ödememiş.
Köprüden kaçak geçmiş.
Otoyol gişesine çalım atmış.
Hazine arazisine konmuş.
İmar kanununu delmiş.
Kaçak kat çıkmış.
Korsan çıkıntı yapmış.
Trafik kurallarını çiğnemiş.
Kırmızı ışıkta geçmiş.
Kaldırıma park etmiş.
Cezasını ödememiş.
Eşitlik ilkesini bozmuş.
SGK bedelini vermemiş.
Emlak vergisini yatırmamış.
Üniversiteden kaydı silinmiş.
Özetle vatandaşlık görevini yerine getirmemiş tersine o görevi
yerine getirmişlerin hakkını yiyenlerin defolarından,
kusurlarından, yamukluk ve kirlerinden arınmaları için “
Seçim Hamamı’nda yıkayıp temizlenme” yolu açıldı.