Eski bayramlar keyifli geçermiş. Otobüs TIR’la çarpışmaz,
otomobil uçuruma yuvarlanmaz her bayram yüzlerce insan ölmezmiş.
Bir şair “bayramiye” adı altında bir kaside yazar.
Padişah’a, sadrazama; “Tutsun cihanı debdebe-i tabl-ı
haşmetin” diye seslenir. Bu şair hemen bayram beklenmeden
arife günü Saray’a davet edilir, kasidesindeki yağlama oranının
gücüne göre bir kese, iki kese, üç kese altınla memnun
edilirmiş.
Aynısı oldu.
Kaside yazan gazeteciler Saray’a davet edildi. Gezdirildiler,
ağırlandılar. Ne yazık ki çıplak gözle; “Bayram af
günüdür, barış günüdür. Bayramlar rahmete giriş günüdür. Bayram Hak
menzile varış günüdür“ diye yazacak bir ilham perisi
esintisi, belirtisi, dürtüsü göremediler.
İsraf gördüler.
Müsriflik gördüler.
Tantana gördüler.
Sabunluk: 293 TL.
Diş fırçalık: 516 TL.
Gerisini artık sorma.