Bugün bayram, bayramınız kutlu ve mübarek olsun. Çocuklara
bahşişi bol tutun. Eski bayramlarda bir şair
“bayramiye” adı altında bir kaside yazar,
Padişaha; “Tutsun cihanı debdebe-i tabl-ı
haşmetin” diye seslenirmiş. Bu şair hemen saraya davet
edilir, kasidesindeki yağlama oranın gücüne göre bir kese, iki
kese, üç kese altınla memnun edilirmiş.
Bugün de aynı!
Benzerini yaşıyoruz.
Saraya yaranma yazısı yazan gazeteciler; “havuz medyası
kalemleri” olarak yüksek maaşlarla memnun ediliyorlar.
Benim saray yandaşlığıyla ilgim olmadığı için size bugün;
“Bayram kardeşlik günüdür, barış günüdür. Bayramlar rahmete
giriş günüdür. Bayram Hak menzile varış günüdür” diye
başlayan bir yazı yazacaktım.
Vazgeçtim.
Bir soru yazayım istedim.
Öyle bir soru ki, şu bayramın ilk günü hem yazana ve hem okuyana
sevap kazandırsın.
* * *
Videosu dolaştı.
Belki bazılarınız canlı olarak izledi, kulaklarıyla duydu: AKP
Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Haziran günü partisinin
“Mahalle Başkanları Toplantısı”nda “bunu
dışarıda konuşmam” diyerek şu öğüdü veriyor:
“Seçim sandıkta kazanılır.
Peki nasıl kazanılır?
Arkadaşlar!
Sandık kurulu üyesi arkadaşlarım! Bir defa seçim günü diğer siyasi
partililerden önce sandık mahallinde yerlerini almalıdır. Yani
bizim arkadaşlarımızdan önce onlar gelmemeli.
İki; sandık müşahitlerimiz.
Sandık kurulu üyelerinin dışında sandık müşahitleriyle bizim
oraları takviye etmemiz lazım. Olur ya diğerinden gelmeyen olursa
bu defa sandık kurulu başkanı kimse oradan kimi alacak? Önce gelen
kimse onun hakkıdır. O sandık kurulunun ikinci veya üçüncü üyesi
olabilir. Burada bir defa neyi kazanırız? Sandık kurulundaki
hakimiyeti biz elde etmiş oluruz. Eğer bunu sağlama alırsak,
İstanbul’da başlamadan işi bitirmiş oluruz…”