Beraber yürümüşlerdi.
Lidere bağlıydılar.
Susmuşlar.
Kusurları görmemişler.
Kabahatleri örtmüşler.
Sıkı biat etmişlerdi.
Umut bitti.
Bağlılık da bitti.
“En son umut ölür” diyen bir atasözü var. Dün gazetelerin birinci sayfaları “umutlarını öldürdükleri için gemiden ayrıldıklarını ilan edenlerin” haberleriyle doluydu: Esra Yılmaz Ankara'da Mamak Belediyesi'nde AKP'li kadın Meclis üyesi, 9 yıllık başkan vekiliydi.
Yolsuzluğu gördü.
Partisini uyardı.
Dinlemediler.
“Mızrak çuvala sığmıyor. Yolsuzluk var” dedi,
istifa etti. Şunları söyledi: “…ben sizi belediyedeki
akraba çetelerinizle, maşalarınızla, teşkilattan üstün iş
adamlarınızla baş başa bırakıyorum… Bir kadın ve anne olarak
hakkımı helal etmiyorum…”
★★★
Partili genç kadının söyledikleri sadece bir kentin ilçesindeki “hırsızlık ve çürümeyi” dile getirmek değil 19 yıllık iktidarın “öldürücü günahını” sergileyip gemideki herkesi uyanmaya çağırmaktı. Geminin günah yükü 7 koldan büyümüştü:
......