İdlib’de yaşayan Suriyeli sivil insanların arasına karışmış
IŞİD’den türeme silahlı savaşçıları, Rus ordusu ile Suriye
Ordusu’nun uçakları ateş altına aldılar. Sivil Suriyeliler de bu
ateş altında ölmemek için Türkiye topraklarına doğru kaçışıyorlar
ve bizim güvenlik güçleri de onları sınırda biber gazı sıkarak
durdurmaya çalışıyor.
Ölümden kaçıyor Suriyeli!
Arkasından Esad’ın kurşunu.
Önünden Ankara biber gazı.
İzlenen Suriye politikası işte bu noktaya geldi,
dayandı. “Suriye’nin toprak
bütünlüğünden yanayız, biz kimsenin iç işine karışmayız, biz kendi
toprağımızı ve vatanımızı koruruz” deseydik bu
noktaya gelmeyecektik. Astana ve Soçi anlaşmaları,
görüşmeleri, ordumuza yüksek maliyetler bindirdiği için mi
doğalgaza, elektriğe, sigaraya, içkiye “zam adı
altında yüksek vergiler” biniyor?
Bu çok acı bir soru.
Soranı da yok.
Sorduranı da… ★★★ Başka bir biberli soru.
Gündemden fırladı.
Seçim öncesinde “Sen bana oy ver, ben sana ucuz doğal
gaz vereyim” diye formüle edilen eski pişkin
istismarcı politikacı yöntemi denendi. Doğal gazda “yüzde 10
indirim” sözü verdiler.
Seçimler bitti.
Yüzde 30 zam geldi?
Niçin bu yüksek zam?
Susmaya devam.
Çoğunluğu Rusya’dan ithal doğal gazı, üstüne dağıtım ve işletme
giderlerini de koyarak belediyelere satan devlet şirketi BOTAŞ,
neden zararda?
Bu soruya da cevap yok.
Avrupa ülkeleri de bizim gibi doğal gazı Rusya’dan ithal ediyor.
Geçen yılın Ağustos ayında Avrupa’da bin metreküplük doğal gazın
fiyatı 290 dolardı. Avrupalılar bu yılın Ağustos ayında bin
metreküp doğalgazı 120 dolara almaya başladılar.
Bunu nasıl başardılar?
Rusya ile masaya oturdular, hepsi bizden çok zengin, tuzu kuru
Avrupalı, fiyatları geri çektirebildiler.
Biz ne yaptık?
Cumhurbaşkanı Soçi’de, Astana’da, Moskova’da, Ankara’da Rus Lideri
Putin ile sık sık bir araya geliyor, b...