Arşivlerde gazete sayfaları başarıdan başarıya koşmuş karizmatik
lider sayısı bakımından çok zengindir.
Türkçe ezanı kim kaldırdı?
Celal Bayar.
Sadi Nursi’nin sakalını kim öptü?
Adnan Menderes.
Hacca gidip ilk fotoğrafı kim
çektirdi?
Süleyman Demirel.
Tarikatlara kim kucak
açtı?
Turgut Özal.
Kim, halka “Haydi Türkiye
ileri” diye nutuklar
söyleyip kendine ABD’de otel aldı?
Tansu
Çiller.
Kim
başbakanlık yaptığı halde geçinebilmek için babasından kalan evi
satmak zorunda kaldı?
Bülent
Ecevit.
Kim kendini
generale alkışlattı?
Tayyip
Erdoğan.
Siyaset
tarihimiz zenginliğine, servet sayılabilecek değerde (!) zenginlik
katmaya devam ediyor.
Liderler içinde en koltuk sevici
kim oldu?
Kemal Kılıçdaroğlu.
Kim partinin başına geçmek için rüşvet teklif
etti?
Muharrem İnce.
* * *
CHP, demokrasiyi, laikliği, Cumhuriyet devrimlerini, kuvvetler
ayrımını, yüksek adaleti, sosyal demokrasiyi, eşitliği, özgürlüğü,
kardeşliği, dayanışmayı savunan bir parti. Almanya, Fransa,
İspanya, İtalya’daki sosyal demokrat partileri örnek alıyor. Bu
ülkelerde sosyal demokrat partilerin başındakiler, seçimi
kaybedince “eşlerimizi alalım lüks otelde yemek
yiyelim” yapmıyorlar, “başarılı olamadım”
deyip çekiliyorlar.
Kılıçdaroğlu!
10 seçim kaybetti.
Koltuğa yapıştı, gitmiyor.
Koltuk sevici çıktı.
Muharrem İnce!
Seçim konuşmaları sırasında “vefalı biriyim” diyor
ve “Beni cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren Sayın Kılıçdaroğlu’nun
karşısına aday çıkmak gibi bir vefasızlık yapmam” diye özellikle
vurguluyordu. Daha tükürüğü kurumadı; “Kalk koltuktan. Ben
oturacağım” zorlaması yapıyor.
Çok vefalı çıktı!
Muharrem İnce, ayrıca, meydanlarda milyon kalabalıklar önünde
“Gariban olmak, şaibeli para sahibi olmaktan iyidir… Ben
gariban kamyon şoförü Hacı Şerif’in oğluyum… Bu memleketin çoğu
gariban…”diyordu.
Gariban Muharrem!
Şimdi rüşvet dağıtıyor.
Eşleriyle birlikte yemek yerken “ben sana onursal başkanlık
vereyim” teklifi yaptı.
Başkanlık olunca:
Parti içi ikram.
Lafa gelince:
Parti içi
demokrasi.