Ben 24 saat ve onu izleyen her günün 24 saati ağzıma tek lokma
yemek koymayacağım. Yemeyerek canımı kendi elimle
sonlandıracağım. Sebebim siz olacaksınız. İktidarınızı, karar
alıcılarınızı, beni haksız yere, yok yere, delilsiz, kanıtsız
işimden atıp açlığa mahkum edişinizi “canım pahasına”
protesto edeceğim.
Sizde adalet yok.
Adalet istiyorum.
Sizde ahlak yok.
Ahlak istiyorum.
Sizde dürüstlük yok.
Dürüstlük istiyorum.
Sizde merhamet yok.
Merhamet istiyorum.
Sizde hoşgörü yok.
Hoşgörü istiyorum.
Sizde hukuk yok.
Bir lokma hukuk istiyorum.
İki eğitimci biri hanım akademisyen Nuriye Gülmen, diğeri
ilkokulda sınıf öğretmeni Semih Özakça, “Bizi haksız yere
işimizden attınız, işimizi geri istiyoruz” dediler. Ankara'da İnsan
Hakları Heykeli önünde açlık grevine başladılar.
* * *
75 günün sonunda (ağızlarına bir lokma koymuyorlar ama serumla
beslendikleri için 75 gün dayandılar) polis geldi, İnsan
Hakları Heykeli önünde onların “bir lokmacık adalet” çağrısı yapan
“pasif eylemlerini” şiir okuyarak, gitar çalıp şarkı söyleyerek
destek veren okuldan arkadaşlarını, anneleri, babaları, sempati
duyanları duman etti. Biber gazları, cop darbeleri, sopalar,
yumruklar, çene dağıtmalar, diş kırmalar, kol bükmeler.
Evet, evet!