Teröre karşı “omuz omuza verelim” diye görünüşte birleştirici
fakat içinde “ayrımcılık yatan” bir söylem var. Hem Başbakan hem
Cumhurbaşkanı ağız birliği ettiler:
Biz teröre karşıyız.
Siz karşı değilsiniz.
Bizi sadece alkışlayın.
Bizi sakın eleştirmeyin.
Bizi övmezseniz sizi; “teröre karşı omuz omuza vermeyen
karaktersizler” ilan ederiz. Cumhurbaşkanın şu sözlerine bakın:
“Bir baba ‘Benim beş evladım daha var. Bu vatan için beş evladımı
da kendimle beraber feda etmeye hazırım’ diyor. Bu babalar da var
ama böyle karakteri bozuk olanlar da var” diyebiliyor. Böyle
konuşmasının hiç yakışığı var mı? Bütün babalar ve anneler
çocuklarını; “Allah benim kalan ömrümü de sana yazsın” diyerek ve
şehit olduklarında “vatan sağ olsun” diye acısını yüreğine gömerek
askere gönderir.
Dili zehre dönüştü.
Konuştukça bölüyor.
Canım dese!
Canın çıksın anlaşılıyor.
Kardeşim dese.
Küfür sayılıyor.
Bu yüzden “400 vekilli bir parti olsa bugün farklı olurdu”
sözlerinden insanların büyük bölümü ve hatta ona inanmış güvenmiş
olanların da belli bölümü; “ver 400’ü Anan ağlamasın“ anlamını
çıkardı. Ben bunu kast etmedim diyor ama insanlar, dilinden dökülen
her cümlenin “Ben… Ben… Ben… Ve sadece Ben…” demek için
söylendiğini ezberlediler.