Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk açıldığı gün, 23
Nisan! Umut istiyor insan! Çocuklara armağan olarak sunulmuş
dünyada ilk bayram. 98 yıl olmuş.
98 koca yıl.
İlk 30 yılda.
İlk 50 yılda.
İlk 80 yılda.
Hep birlikte, hep bir ağızdan, hep aynı ortak duyguyla “23 Nisan!
Neşe doluyor insan!” diyerek sevindik, gönendik, övündük.
Cumhuriyetin kuruluş bayramını, “Egemenliğin bir
kişiden, bir aileden, halifeden, tek bir adamdan alınıp kayıtsız
şartsız tüm millete verilmesinin” bayramı olarak
kutladık.
Bugün ikiye bölündük.
Padişahlık dönemini özlermiş gibi yapıp “egemenliği
tek adama vermek” isteyenler
ile “Meclis’in güçlü
kalmasını” isteyenler. * * * 98 yıl!
25 yılı 1 kuşak diye say.
Neredeyse 4 kuşak eder.
4 kuşak sonra ülkenin partileri, 480 gün öne çekilen
seçimlerde “Tek Adamı
destekleyen” ile “Hukukun üstünlüğünü
önceleyen” diye ikiye çatlamış seçim bildirgeleri ile
milletten oy isteyecekler.
Bugün 23 Nisan!
Umut bekliyor insan!
Hukukun üstünlüğü çökmüş.
Kuvvetler ayrımı kalkmış.
Güçler tek kişide toplanmış.
Böylesine geri bir yapıyı büyük bir iştah, büyük bir arzu, büyük
bir ihtiyaç kabarması diye sunanlar; “Yeni bir
Kurtuluş Savaşı” yapmakta olduklarını söylüyorlar. *
* * 98 yıl önce.
Kurtuluş Savaşı verilmişti.
Bütün millet bir olmuştuk. “Tek
Adamlı” sistemi yani “ulus yok, ümmet
var” eskimiş modelini tarihin sayfalarına gömüp,
duvarında “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazan
“hukukun üstünlüğü- kuvvetler ayrılığı- dini siyasete alet
etmeyen- halkı Allah ile aldatmayan- dış borç bulup yemeyen-
gerçekten tam bağımsızlığa sarılan, eşit gelir dağılımını
isteyen” yurttaşlar ülkesi olalım diye yola çıkmıştık.
98 yıl sonra.
Bugün getirildiğimiz acı tablo şu: Erken seçimin 24
Haziran’da...