Cem Karaca’nın şarkısıydı:
Bindik bir alamete
Gideoz kıyamete
Yol dediğin yol gibi
Ulaşmalı bir yere
Biz dön baba dönelim
Geliyoz aynı yere
Aynı yere geldik.
Bugün Suriye’de yaşandığı gibi 1939 yılında “bizim dışımızda bizim
olmayan büyük dünya savaşı” patlamıştı. Müttefik Devletler ve
karşısında Mihver Devletler dünya hammaddelerini ve pazarlarını
paylaşma boğazlaşması içindeydiler. Sancılı, sıkıntılı, zor
günlerdi. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nde de “eski Osmanlı
topraklarına yeniden kavuşma hayali” kuranlar, avantacılar,
rantçılar, yağmacılar, vurguncular, Hitler’den para ve ucuza kağıt
alan basın patronları, ajanlar ve Turancı maceracılar Türkiye’yi de
dünya savaşına sokmak istiyorlardı.
Gazeteler de ikiye çatlamıştı.
Kimi başyazar şöyle diyordu:
“Mihver” den yana olalım.
Almanya kazanacak.
Onun yanında yer alalım.
Savaş sonrası ganimeti kapalım.
Kimi başyazar döktürüyordu:
“Müttefiklerden” yana duralım.
İngiltere kazanacak.
Ganimet istemeye yüzümüz olsun.