Kalbe dokunan mektuplar: Yazarın yazdıklarına
destek verir, över, katkı yapar, eksiği varsa tamamlar, yanlışı
varsa düzeltir, yüreklendirirler.
Yazarlar da ikiye ayrılır.
Cevap verenler.
Yanıtsız bırakanlar.
Ben “her gelen mektuba kısa da olsa cevap veren” yazarlardanım.
Mektuplar genelde okurla aramda kalır.
Kimseyle paylaşmam.
Dün de okur yazdı.
Ben cevap verdim.
Baktım, gelen mektupla giden mektup sadece okurla beni ilgilendiren
bir konu değil. Yazılanların “herkesin bilmesinde” gazetecilik
açısından hem haber değeri var. Hem de “yeni bir umudun yeşerip
kökleşmesine” olan isteğin dile getirilmesi…
Paylaşmaya karar verdim.
★★★
Dün okurum şöyle yazdı:
“Sayın Doğru,
Her zaman zevkle izlenen ders niteliğindeki yazılarınızdan birisini
daha okuma fırsatına atfen yazma ihtiyacı hissettim: Tam bir
afyonlama olan ‘Çalıyorlar ama çalışıyorlar’
söylemine karşılık, yeni dönem CHP belediyeleri için,
‘ÇALIŞIYORLAR AMA HİÇ ÇALMIYORLAR’ sloganı
geliştirilebilir mi?
Saygılarımla.
Muammer ÜNLÜ.”
★★★