3 yıl önce 2014 yılında Üsküdar Belediyesi, Maliye
Bakanlığı'nın yönetimindeki Devlet Hazinesi'ne
4 camiyi sattı.
İslam tarihinde ilkti.
Cami satılan mal oldu.
Camiyi satan AKP'li belediye.
Camiyi alan AKP'li Maliye.
Emine Hatun Camii.
Hasan Uzun Camii.
Bahçelievler Camii.
Ve Avarlızade camilerinin tapudan satışı Üsküdar
Belediyesi'nin Maliye'ye olan borçlarını kapatmak için yapıldı.
Belediye'nin Maliye'ye borcu, o tarihte, 7 milyon 370 bin liraya
(eski parayla
7 trilyon 370 milyon TL) yükselmişti. Bir ilçe belediyesi
neyine güvenerek Maliye Bakanlığı'na bağlı Hazine'ye borç takar?
Hazine'nin alacağını tahsil etmek için Maliye Bakanlığı, bakan
onayıyla, neden Üsküdar Belediyesi'nden 4 cami satın almaya razı
olur? Hazine camileri satın alacak.
Ne yapacak? Kapıya gişe mi koyacak? Namaz başına para
mı alacak? Ben bu köşede o tarihte bu soruları ısrarla yazmam
üzerine Maliye Bakanlığı bana sözüm ona bir açıklayıcı not gönderdi
ve “cami alımları ve satımları yasalara uygun yapılmıştır” dedi.
Oysa benim sorularım; “yasaya aykırı cami alındı, yasaya aykırı
cami satıldı” üzerine değildi. Benim sorularım; camileri de alınıp
satılan mal haline getirmenin belediye yönetme ile maliye idare
etmenin neresine sığdığı üzerineydi.