Bu insanlar, başka şehirlerden gelen iyi niyetli, temiz kalpli, asil ruhlu çevreciler değil. Artvin’in çalışkan, dürüst, ahlaklı, şehrinin toprağını, suyunu, havasını keşfetmiş, onu korumaya çalışan eğitimli insanlar. Dedelerinin dedesi, burada doğmuş. 1000 yıllık Artvinliler. Kendi toprakları. Kendi ağaçları. Kendi bitkileri. Sahipleniyorlar. Yeni değil. 21 yıldır sahipleniyorlar. Bugün değil ve de kesinlikle bugünkü iktidara karşı olduklarından da değil 21 yıl öncesinden beri “bu topraklarda maden ocağı açılmasını istemiyoruz” diye örgütlenmişler. Yakmadan, yıkmadan, şiddetten uzak, hukuk yoluyla hak arayan ileri demokrasi örneği veriyorlar. Yani bugünkü Cumhurbaşkanı henüz siyasete atılmamışken ve “bisküvi tüccarlığı” yapıyor iken; o dönemin iktidar partisi ANAP’a ve o dönemin Çevre Bakanı’na karşı da aynı tepkiyi gösteriyorlardı. Dava açıyorlar. Dikkat çekiyorlardı.