Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz, gazetedeki köşesini kapattı.
Ayrılışını anlattı:
“Geçen sene Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos
Zafer Bayramı’nda resepsiyonu Kuran-ı
Kerim’le açtı. Genelkurmay Başkanı’nın
eşi de orada bulunmuş bir başörtüsü ile başını örtmek
zorunda kaldı. Ben de bir yazı yazdım. Laik devletin töreni
laik olur. İnançlarımız gereği şehitlerin ruhu için Kuran-ı Kerim
okutulmasını istiyorsak, ki Cumhurbaşkanı istiyor, olabilir ama
onun yeri cami. Türkiye’nin bütün camilerinde 30 Ağustos günü
sabahtan akşama kadar Kuran-ı Kerim okunacak denir ve vatandaşlar
da dua edebilir. Bu duruma dikkat çeken bu yazıyı yazdım.
Ve Recep Tayyip Erdoğan yazıya çok
sinirlendi. Sinirlenince Aydın Doğan’ı aradı,
bizzat. Aydın Doğan da çok zor durumda kaldı. Buna gönlüm razı
olmadığı için, ‘Ben bir süre izin yapayım. Yazı yazmayayım bu ara.
Sakinleşsin ortalık, bir süre sonra yeniden başlarım’ dedim. Bir
süre yazı yazmadım. İzin yapayım, ortalık sakinleşir diye düşündüm.
İki üç ay sonra da ‘Siniri geçmiştir artık yazmaya başlayayım’ diye
düşündüğümde o dönemki Hürriyet yayın yönetmeni Fikret
Bila, ‘Üstadım bir konuşalım’ dedi.
Konuştular. Ankara’dan, olumsuz
haberler gelmiş… ‘O zaman boş durmayayım bari, maaş
alıyorum ayıp denen bir şey var’ diye düşünerek cumartesileri ana
gazetede yazdığım türden yazıları pazar ekinde yazmaya başladım.
Eylül sonunda ayrılmak istediğimi
söyledim Vahap’a (Hürriyet’in yeni Genel
Yayın Yönetmeni Vahap Munyar). O da ‘Ben aileyle (Demirören) bir
konuşayım, başka bir çözüm bulabiliriz belki’ dedi. Demirören
Ailesi de ‘Beklemesin hemen gitsin!’ demiş.
Ben de hemen ayrıldım.” ★★★ Taha Akyol da Hürriyet’de yazıyordu.
Son bir yıldır yazılarının ana konusu; “Hukukun
üstünlüğünü, ifade özgürlüğünü, yasama, yürütme, yargının
bağımsızlığını” anlatmak üzerineydi.
A...