ABD ile Rusya o sırada Ortadoğu petrol ve doğalgazını
paylaşmanın bilek güreşi içindeydiler. Rus askeri uçağı düşürüldü.
Türk Başbakanı'nın “Bir daha olursa yine vururuz” kararlılığı
ABD'yi yönetenleri gizlemeyecekleri bir sevince boğdu.
Putin'in karizması çizilmişti. Rus Başkan Putin, Türk
Cumhurbaşkanı'na “canın acıyacak” diye tehdit
savurdu. İlyich Lenin ile Mustafa Kemal'in
başlattığı ve 95 yılda damlaya damlaya biriktirdiğimiz “Türk-Rus
dostluğu” bir anda yıkım noktasındaydı.
Habis bir enerji doğmuştu.
Habis enerji soysuzdur.
Kötü, alçak ve yıkıcı.
Dost doğalgaz! Canım petrol! Cicim nükleer santral! Bunun üçü
birlikte; Rus uçağının düşmesiyle ortaya çıkan habis enerjiyi;
“Türk-Rus
Dostluk-Kardeşlik-Beraberlik Bahçesine” çevirdi! Rus
doğalgazı, Karadeniz altından döşenmiş “MAVİ AKIM” adlı
boru hattıyla Türkiye'ye yılda 17 milyar metreküp geliyordu.
Yeni anlaşma ile adına “TÜRK AKIMI” koyuldu. Yine Rus
doğalgazı Karadeniz altından döşenecek bir başka boru hattıyla yine
Türkiye'ye gelecek. Türkiye üzerinden Avrupa ülkelerine sunulacak.
İmzalar atıldı. Yemekler yendi. Cicim nükleer santral anlaşması ile
canım Rus ileri teknoloji savaş silahlarının Türkiye'ye satılması
anlaşması da yapıldı.
Putin ile Erdoğan!
Dönüş ustası oldular.
Dönüp, dönüp kucaklaştılar.
Görüntü gerçekten güzeldi!
Fakat anlaşmanın içi gizlendi.
Acaba neden gizlendi?