O günler, damarını kessen öldürülmüş ego fışkırıyordu. Koltuk
merakı, tek adam olma arzusu, her şeyi ben bilirim havası, Allah
beni özel yarattı tafrası yoktu. Kutlu dava arkadaşlarıyla birlikte
kurduğu partinin tüzüğüne; koltuğa tapınmanın insanı, insanlıktan
çıkaracağı, diktatörleştireceği, zehirleyeceği ve yozlaştıracağı
yazılmıştı. Koltuk yozlaşması ile insanın hem kendine, hem
ailesine, hem partisine, hem halkına zarar vereceğine
inanılmıştı.
Ne yapalım?
Tüzüğe madde koyalım.
Üç dönem üst üste milletvekilli, dolayısıyla cumhurbaşkanı,
başbakan, bakan, il başkanı, ilçe başkanı, belde başkanı,
MKYK üyesi olan ara versin.
Böylece koltuk tapınması bitsin!
Tüzüğe madde kondu.
Kurucuları dahil bütün partili seçilmişler, bir tek Tayyip Erdoğan
hariç, 3 yılını tamamlayan ara verdi. Erdoğan, bir yolunu buldu,
tüzüğün bu maddesine uymadı.
Oturduğu koltuğu da ikiledi.
* * *
Dün hem Cumhurbaşkanı koltuğunda ve hem parti genel başkanı
koltuğunda güne başladı. Parti Genel Merkezi'ne iki koltuklu
olarak gitti. Giderken makam aracına Cumhurbaşkanlığı forsu da
çektirdi. Çift koltuklu ve forslu olarak parti MKYK toplantısı
yaptı. 998 gün sonra yeniden Parti Genel Başkanı seçilip o koltuğa
oturunca, eski genel başkan Binali Yıldırım da koltuksuz kalmasın
diye ona da genel başkan yardımcılığı adı altında yeni bir koltuk
yaratıldı.
Koltuk sevgisinin sonu yok!