Bak.. Bak.. Bak…
Sayın Cumhurbaşkanım bak!
Belediyeleri arkalarına almışlar.
Şehir planlarını delmişler.
Tower… Tower… Tower…
Yer gök olmuş cam Tower!
Yık… Yık… Yık…
Benim bakanım Towerları yık!
Gecekonduların bir şahsiyeti vardı, bunların yaptığının hiçbir haysiyeti yok.
İzin isteme, durma yık!
Bak… Bak… Bak…
Sayın Cumhurbaşkanım bak!
Parsel bazlı imar vermişler.
Tarihi silüeti pislemişler.
Yık… Yık… Yık…
Benim Bakanım yık…
Bak… Bak… Bak…
Sayın Cumhurbaşkanım bak!
En büyük kötülükler, hırsızlıklar imardan gelir olmuş. Kot oyununu ile imar rantını çıldırtma yolunu da bulmuşlar. 3 kat izni olan parsele 6 kat oturtmuşlar.
Yık… Yık… Yık…
Cam, plaza leşi dinleme.
Beton, plaza leşi tanıma.
Benim bakanım durma yık.
* * *
Bu karşılıklı konuşmalar birebir olmasa da içeriği ve vermek istedikleri mesaj açısından hiç eksiksiz Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki arasında geçiyor. Bakan Ankaralı gazetecilerle görüşüyor, gazete manşetleri üzerinden Cumhurbaşkanı'na seslenip, belediyelerdeki imar rantı yolsuzluklarına parmak uzatıyor, Cumhurbaşkanı da, iftar öncesi toplantılarda, bakanın parmak bastığı çürümeye hak veren konuşmalar yapıyor.
Karşılıklı.
Bak… Bak… Bak…
Yık… Yık… Yık…
Tam bu sırada!
Safranbolu'da Cinci Hoca dirildi.
İmar rantını çoğaltmak için iki ana yolun kesiştiği noktada yolun kodunun kazılarak indirildiğini ve iktidara yakın hatırlı bina sahibine kot sıfırlamayla ilave katlar kazandırıldığını gördü. Allah'ım!