Lider şehrin meydanında kürsüde önünde derya kalabalık,
“destan yazacak mısınız?” diye soruyor.
Alkışa gelmişler.
Ezberleri tamam.
Derya kalabalık her seferinde aynı ezberle; “Türkiye
seninle…” diye tek ağız olup bağırıyor. Meydandan yayın
bağlantısı da kurulmuş. TV sahibi patronlar tembihlenmiş. 32 TV
ekranında liderin “destan yazmaya çağıran…”
etten, kemikten haykırışı, Türkiye’nin en ücra kahvelerine kadar
vidalanıyor.
Kahveden çıktı.
Ucuz et gelmiş dediler.
Kuyruğa girdi.
İthal kıyma: 29 TL.
İthal kuşbaşı: 31 TL.
Devlet kemiksiz ithal lop etçi ve kemikli ithal karkas etçi
yapıldı, dışardan dana-sığır- koyun-kuzu olarak değil kesilmiş
hazır et olarak getirildi. Üstünde vergi de yok. Bu yüzden
ucuz.
Al sana ithal lop et!
Yaz lidere destan!
* * *
Dandini dandini destan!
Türkiye’nin kendi ahırlarındaki yerli kuzu ölümleri ile buzağı
ölümleri cinayet destanıdır. Türkiye her yıl 400 bin kuzusu ile
buzağısına doğumundan sonra ilk gün, ilk hafta, ilk ay içinde
bakamayıp öldürüyor.Aynı Türkiye’nin “destan
yazdırıcı…” liderlerinin 15 yıllık yönetiminde her yıl, et
ucuzlasın diye, 500 bin baş hayvan ithal etti, ediyor.
Kuzu da doğunca bebek.
Buzağı da doğunca bebek.
İnsan da doğunca bebek.
Yeni doğmuşların; ilk bakımları, ilk besinleri önemli. Ağız sütü
denilen sütün mutlaka yavrulara verilmesi ve yeni doğmuş kuzlarla
buzağıların tıpkı insan yavrusu gibi annelerinin yanında, sütten
kesilinceye kadar, tutulması gerekir.
Aşıları da yapılmalı.
El bebek korunmalı.
Bunları yapmazsan.
400 bin baş doğunca ölür.
500 bin baş ithal edersin.
İthal et bağımlısı olursun.
Dandini, dandini destan!