Demokrasinin sütünden payına düşeni içmek Selahattin Demirtaş’ın
da hakkı. Bütün adaylar haklarına düşeni alıyorlar. Meydanlara
çıkıyorlar, TV’lerde canlı yayın manifesto açıklıyorlar. Kentleri
geziyorlar, meydanlarda kurulan kürsülerde önerilerini,
eleştirilerini, projelerini seslendiriyorlar.
Demirtaş hariç.
Zeytin Dalı Harekatı başladığında Başbakan Binali Yıldırım, 17
aydır hapiste yatan Selahattin Demirtaş’ı ziyaret edebilirdi.
Altın fırsat doğmuştu.
Zeytin Dalı: Size ayrı vatan vereceğiz diye bölünmeye çağırılan
Kürtleri emperyalist ABD, Fransa, İngiltere’nin “böl ve
yönet- ayır ve birbiriyle savaşa sok” tuzağından kurtarıp
“Türk-Kürt Büyük Kardeşliğini”yeniden bina etmenin
barış eliydi. Başbakan Yıldırım, Kürtlerin oy verdiği Demirtaş’ı
cezaevinde ziyaret edebilseydi, Zeytin Dalı taçlanacaktı * * *
Demirtaş hapisten çıkıp diğer adaylar gibi meydanlarda kurulan
kürsülerde konuşur, canlı yayınlarda yerini alırsa; “Türk
ve Kürt Büyük Kardeşliği” emperyalist ülkelerin
“böl ve savaşa tutuştur” hain tuzağından
kurtulabilmenin çok büyük adımı olur.
Demirtaş tutuklu yargılanıyor.
Anayasa Mahkemesi’nin 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı, tutuklu
yargılananlara da seçime girme, aday olma, görüşlerini,
önerilerini, Türkiye için nasıl bir gelecek düşündüklerini,
projelerini anlatma hakkı veriyor.
En büyük proje!
Ne İstanbul’a kanal açmak!
Ne havalimanı dikmek!
Ne köprü, ne tünel yapmak!
Ne emekliye 1000 TL.
Ne vergi kaçırana af.
Ne şeker fabrikalarını satma!
Ne limanları yabancıya peşkeş! Ne devletin elektrik dağıtım
imtiyazını özelleştirme! En büyük proje; emperyalistlerin “Türk ile
Kürdü bölüp birbiriyle savaştırma tuzağını” bozup; “Türk ve Kürt
Büyük Kardeşliğini” yeniden bina etme.
Altın fırsat yine geldi.
Demirtaş’a süt hakkı!
Hapishaneden çıkmalı; Tayyip Erdoğan, Muharrem İnce, Meral Akşener,
Tem...