Rektörleri, öğretim üyeleri seçiyor. Adaylar çıkıyor. Beni seçin. İyi yönetirim.
Programım hazır.
Eksiklikleri biliyorum.
Yapacaklarım şunlar.
Diye sayıp sıralıyorlar.
Üniversitede ders veren öğretim üyeleri, adayları dinliyorlar, programlarını okuyorlar, sözlerinin samimiyetini tartıyorlar. Sandık kuruluyor. Gelip özgürce oylarını atıyorlar. Boğaziçi Üniversitesi'nde “rektörlük seçimi” böyle yapıldı. 12 Temmuz günü 403 öğretim üyesi oy kullandı, 348 oy Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu'na çıktı. 4 aydır atamasını bekliyordu. Cumhurbaşkanı, 29 Ekim günü çıkarılan ve rektör seçimlerini kaldıran KHK'ya dayanarak, oyların yüzde 86'sını alan Profesör Gülay'ı rektör olarak atamadı.
Profesör Gülay, seçimle geldi.
Saraydan KHK ittirmesi yapıldı.
Profesör Gülay, darbeyle gitti.
Seçimle gelenin.
Seçimle gitmesine.
Katlanmak kalın geldi.
* * *
Güç zehirlenmesi bir basamak daha atladı. Cumhurbaşkanı, yüzde 86 oy alan profesörün yerine aday olmadığı için “sıfır oy” almış sayılan Prof. Dr. Mehmet Özkan'ı Boğaziçi'ne rektör atadı. Bu profesör de, “Sarayın KHK ittirmesine” hiç itiraz etmedi. Tepeden gelme rektörlüğü aldı kabul etti. Tepeden Cumhurbaşkanı paraşütüyle atanarak gelen yeni rektör, iktidar partisi AKP milletvekilinin kardeşi çıktı.
Hancı sarhoş.
Yolcu sarhoş.
Ey okur!
Ben bu duruma ne diyeceğim?
Tutamayacağım kendimi.
Şunu diyeceğim:
Rızk için Allah kerim.
Atama için “KHK” kerim.
Cumhurbaşkanı henüz “Başkan” değil fakat “Başkan olursa” neler yapacağını göstere göstere sergiliyor.
Türkiye tel, tel yapıldı.
Dökülüyor!