Özellikle oy avcısı politikacılar, liderler, tarikat ve
cemaat önderleri, “Onun doları, bizim Allah’ımız var”
bayrağını her sıkıştıklarında yükseltirler. Hatta bizim
ülkemizde; imandan, dinden, Allah’tan ve maneviyattan çok sık
bahseden iki siyasi parti lideri vardı, ikisi de “dolar
zengini” çıktı da toplum bunu da normal karşıladı. En son canlı ve
kanlı örnek Fetullah Gülen, sabah akşam Allah’tan söz edip
duruyordu, şimdi doların ana ülkesinde sığıntı,
saklanıyor.
Dolar dünya parası.
Faiz bankacı işi.
Repo, sıcak para, dış borç, cari açık, enflasyon gibi “kul yapısı
alet ve sonuçlara” iman karıştırılabilir mi? * * * Söz gelimi
havaalanı yapmak ile inancın bir ilgisi olabilir mi? Siz kalkıp,
dünyanın en büyük havaalanını ben Türkiye’de yapacağım, ülkemin
kalkınmasına güç katacağım diyebilirsiniz.
Kul işi bir düşüncedir.
Kul yapısı bir projedir.
Allah size akıl vermiş. Hesabınızı iyi yapmanız için izan vermiş.
Öngörüsü kuvvetli, izan sahibi insanlar da çıkabilir; “Bu kadar
yüksek dış borç altına girerek bu havaalanını yapmayalım. Dolar
üzerinden yolcu garantisi verip havaalanı yapmak verimli
değil. Elimizdeki yılların kazancı Atatürk Havaalanı’nı
genişletelim. Hedeflediğiniz yolcu ve uçak kapasitesine
Atatürk Havaalanı’nı genişleterek ulaşma imkanımız var, bu imkanı
kullanmak yerine dış borçla bulunmuş dolar savurganlığı yapmayalım,
bunun acısı çok kötü çıkar” diye öneri getirir.
Getirdiler.
Dinleyen olmadı.
Yeni havaalanı dış borçla ve üstelik hesaplanan maliyetini kat be
kat aşarak yapıldı. Bitti. Sıra Atatürk Havaalanı’nın malzemelerini
yeni yapılan havaalanına taşımaya geldi. Dün TV’de anlatıyorlardı:
5 bin TIR dolusu malzeme taşınacak. 5 bin TIR, ucu ucuna
eklendiğinde 300 km’ye ulaşıyor ve Anibal’in fillerle Alp
Dağları’nı aşmasına ve Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u alırken
Haliç’i karadan gemilerle geçmesine benziyor.
Benziyor da…
Taşınma kaç milyon dolara patlıyor? Taşınma operasyonunu...