Şiirin iç örgüsünü bilenler aslında onun “Divan
Şiirinden” etkilendiğini söylerdi. Ama o halkın
konuştuğu dille yazardı:
“Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?
Sevda ne yana düşer usta
Hicran ne yana
Yalnızlık hep bana
Bana mı düşer usta?
Gurbet ne yana düşer usta
Sıla ne yana
Hasret hep bana
Bana mı düşer usta?”
(Çırak Aranıyor)
★★★
Haber yapmak için girdiğimiz atölyelerde, buluştuğumuz Sirkeci
lokantalarında, binip gittiğimiz şehirlerarası otobüslerde benim
bakıp da göremediğim “en alta kalanı” o görür, otobüs şoförü
çırağını (muavin derlerdi o zaman) çırağın kendi diliyle
yazardı:
“İstanbul – Ankara – Kayseri
Adana – Antep – Mardin
“Bursa – İzmir – Bodrum
üç yıldır gider gelirim
302 Mercedes’in
arka koltuğunda
ne yattığım yer belli
ne içtiğim su
Aslen Urfalıyım
ekmeği taştan çıkarmak uğruna
verdim kendimi yollara”
(Çaylar Şirketten)