Yabancı, saldırgan para dolar, yerli barışçı lirayı çok fena
dövüyor. Lira, kan revan içinde yerlerde sürünmekte.
Dur dolar, vurma!
O senin kardeşin!
Diyemiyorlar.
Dolar ile Lira.
Yabancı ile yerli para.
Türkiye “çift paralı ekonomi” tezgahına vidalanmış gidiyor. Son 15
yılda “Türkiye’yi çift paralı ekonomiden
kurtarmayı” başaramadılar, başarmak da istemediler.
Bu yolda ciddi devlet adamlığına yakışırcasına önce kendileri
“lüksten-tantanadan- saray yaptırmaktan-borca batmış ülkede
cemaati olmayan Çamlıca tepesine pahalı cami diktirmekten”
vazgeçip halkı da “çok çalışmaya-üç üretip- bir
tüketmeye” çağırmayı göze alamadılar. Bu aymazlığın
kaçınılmaz sonucu olarak devam eden; çift paralı ekonomide hep
dövülen dayak yiyen, değer yitiren, açık veren, kan kaybeden yerli
lira oldu.
Yerlici göründüler.
Lirayı dövdürdüler.
Doları arkaladılar.
Bunu da “sıcak parayı” Türkiye’ye çeken eski
yüksek faizli köhne düzeni devam ettirerek sağladılar. Karşıymış
gibi göründüler ama aslında faizi hep yükselttiler. Karşılığında
dışardan sıcak para (dolar-Euro) geldi. Bunun bir kısmını
“sosyal transferlerle ve ağırlıklı olarak tarikat vakıfları
aracılığıyla alt gelir grubu halka” yedirdiler. 20-25
milyondan fazla insanımızı, devlet dilenciliğine, miskinliğe,
tembelliğe, çalışmadan tüketmeye özendirdiler. Böylelikle
seçimlerde oylarını korudular.
* * *
15 yıl böyle geçti.
Her yıl üretim açığı verdik.
Her yıl az ürettik.
Her yıl çok tükettik.
Her yıl açık büyüdü.
Cari açıkla, açığı kapattık.
15 yılda 500 milyar dolar cari açık verildi. Cari açık yabancının
parasıyla düğün yapıp gerdeğe girmektir. Cari açık yabancının
suyuyla değirmeni döndürmek demektir.
Yalancılıktır.
Yapaylıktır.
Post modern mandacılıktır.
ABD’ye bağırıyor.
AB’ye dikleniyor.
Hepsi göstermelik.
Havayı yumrukluyor.
Gerçekte Lira’yı dövdürüyor.
Dolara taşeron oluyor.