Simsiyah bir koyuluk vardı. Sanki geleceğimize kara katran
sürülüyordu. Koyu katran perdesi yırtıldı. Seçimle gelen ve bu
çağda padişah kimliğine bürünen, elinde Kur’an, bağıran, çağıran,
böbürlenip, kibirlenen seçimle sarsıldı.
Seçilerek yükseldi.
Sandıkla düşürüldü.
Düşüne vurulmaz.
Bugünden sonra; şöyle dedi, böyle düşündü, şunu yaptı diye sayıp
döken cümleler yazmak israftır.
Kağıda yazık.
Kaleme ayıp.
Okura eziyet.
Geleceğe bakalım.
Bölünmeden, parçalanmadan, birlikte, öncelikle işsiz gençleri
düşünerek Türkiye’nin ışıklı, aydınlık, demokrat, çağdaş geleceğine
kim hangi taşı koyuyor, ben buna bakarım.
* * *
Düşeni düştüğü yer paklar.
Düştüğü yer yüzde 40’tır.
Şimdi halk oylaması yapılsa; halkın yüzde 60’ı onu düştüğü yerde
oturtulmasını ister. Onu Saray’ından almalı.
Arap atlarını çayıra salmalı.