“Tasın içindeki suyu kim içti” diye dövüneceğimiz günlere girdik. Şaşırtıcı gelişmeler var. Varlık Fonu Başkanlığı’na cumhurbaşkanı kendisini tayin etti. Yardımcılığına ise ”Damat Bakanı” getirdi. 16 bakan içinde “Varlık Fonu’nu daha da büyütme bilgisine, görgüsüne, liyakatına sahip” başka biri demek ki arandı, arandı da bulunamadı.
16 bakan!
1 damat etmiyor.
Adı üstünde:
Varlık Fonu A.Ş.
Ticaret Kanunu’na ve diğer özel hükümlere tabi bir anonim şirket olan Varlık Fonu A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanı cumhurbaşkanı olur mu? Onun da yardımcısı damat olur mu? Dün ayrıca bakan müşavirliklerine yapılacak atamalarda cumhurbaşkanı izni şartı getirildi. Mesleğe alımlarda yapılacak özel yarışma sınavları da cumhurbaşkanı iznine bağlandı. Hısım ve akrabayı kayırma ve kollama üzerine kurulu dandik devlet kapitalizmine geçtik. Okurlarım e -posta yoluyla bana; “Bir zamanlar çok geri kalmış Afrika ülkesi Zimbabwe’de Devlet Başkanı Mugabe’ye piyangodan büyük ödül çıkmıştı, Türkiye Mozambik olmaya mı gidiyor?” diye sordular.
Ben nerden bileyim!
Sizin de gözünüz var.
Görün!
★★★
Ben görünene bakıyorum.
“Damat yağlama” görüyorum.
Hemen her gün her saatte “kayınpeder” ve iki günde bir “Berat Damat” ayda birkaç kez de “Selçuk Damat” yağcılığı gazetelerin manşetinde yar alıyor. Bir damat Londra’ya para bulmaya gidiyor; “11 trilyon doları yönetenler bakanımızı soluk almadan dinledi” diye manşet haber yazılıyor, TV’lerde döndürülüyor. Dinlediler de sonuç ne oldu? Maksat haber vermek değil; “damat yağlayıp” Cumhurbaşkanı’nın gözüne girmek. Önceki gün de “Selçuk Damat’ın insansız savaş uçağı yapmakta olduğu ve 2023’den önce uçuracağı” bol magazin içerikli anlatılıyordu.