Bugün “Türkiye Yüzyılı Vizyonu” açıklanıyor. Bol yaldızlı cümleler duyup, bol parlatma, bol ışıklandırma izleyeceğiz. Önümüze yeni ufuklar koyan; “Büyük ve güçlü Türkiye’yi gelin birlikte kuralım” çağırısı dinleyeceğiz.
Dürüst olalım.
20 yıldır yönetimde ne yaptı, hangi hedefleri tuttu ona
bakalım:
20 yıl önce Türkiye’nin bir şaha, padişaha, despota
ihtiyacı yoktu. Türkiye’de insanların huzura, iyi hayata,
özgürlüğe, yüksek bilme, yüksek vicdana, yüksek sanata, edebiyata,
İslam din inancını yüksek ahlakla buluşturmaya ve yüksek ahlakı
dini inancın temeli yapmaya, çatışmayı, bölünmeyi bitirip sınırsız
barışa, sevgiye, şefkate, dışa bağımlılığını en aza indirebilmiş
ileri bir sanayileşmeye, kendini doyurduktan sonra komşularını da
besleyen verimli bir tarımsal üretime ulaşamaya, dış borçsuz ve
cari açık vermeden fakiri az, zengini çok ülkeler gibi yaşamaya
ihtiyacı vardı.
20 yıl aktı, bitti.
Hiçbir hedef tutmadı.
20 yılın sonunda; halkın çoğunluğu nasıl geçinirim korkusu içinde kıvranırken ve 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ayda 24 bin lirayı aşmışken Cumhurbaşkanı yardımcısının...