ABD’liler 50 yıldır bu tip dünya lideri böbürlenmesini, büyüklenmesini, görmemişliği yapıyorlar. Başkanları bir uluslararası toplantı için Amerika dışında bir kente (Londra, Paris, Roma, İstanbul en son Glasgow) gitmek zorunda kalınca zırhlı makam aracını da önden gönderiyorlar. Bizim cumhurbaşkanı da aynısını istedi. ABD Başkanı Biden ile “onun neresi fazla” yarışına girdi. Kabul edilmeyince Glasgow’daki “iklim zirvesine” katılmadı.
İyi mi yaptı!
Önemli değil.
Dün Glasgow’da iklim değişikliği zirvesine katılan 105 ülke lideri “2030 yılına kadar orman kaybını durdurmaya ülkem adına söz ve garanti veririm” anlaşmasının altına imza attılar. Bu 105 ülke dünya orman varlığının yüzde 85’ine sahipler. Türkiye Cumhuriyeti liderinin de bu değerli metnin altında imzası olsaydı biz de gurur duyardık. Çünkü bu imza; doğayı, ormanı, nehirleri, gölleri, havayı, suyu ve toprağı acımasızca ve arsızca kirleterek “daha çok tüketme ve bu aşırı tüketimi de kalkınma modeli haline getirme” dengesizliğine (kapitalist kalkınma yolu- sömürgecilik- emperyalist talana) ciddi bir özeleştiri...