“Ne yapar, yapar seçimi yine o kazanır” algısı
dün gece sandığa gömülüp, çöktü.
Saray sarsıldı.
Türkiye sevindi.
Böyle yazmak isterdim.
Yazamadım.
Sandıktan, “Muharrem Öğretmen Mucizesi” çıktı. En
altta mahalledeki muhtar ile cami imamı, en tepede MİT’in
istihbaratı ile Genelkurmay Başkanı’nın göz korkutma helikopteri
dahil devletin tüm imkanlarını kullanarak “birinci turda
seçilmeyi” umdu ve kendisine oy vermeyenleri
“Türkiye düşmanı- vatan haini” ilan etti. En az
yüzde 60-65 oy almayı garanti gördüğü için seçimleri 448 gün öne
aldı. Baskın seçime gidildi. Muhalefet partileri birleşemezler diye
düşünüp “yüzde 10 baraj tuzağı” kurdu. Kendi
kurduğu tuzağın “avlananı” kendisi oldu. Birlik
enerjisinin (CHP-İYİ Parti- Saadet- HDP) yarattığı oy gücü etkili
oldu.
Sandıklar açıldı.
Oylar sayılmaya alındı.
Birlik enerjisi kazandı.
Tek Adamlık kaybetti.
Sessiz ihtilal oldu.
Cumhuriyet başa döndü.
Tünelin ucunda “adaletin parlak ışığı” yeniden
görüldü. Halk, 16 yıl önce seçimle getirdiğini yine seçimle
gönderiyor.
Bunları yazmak istedim.
Yazamadım.
* * *
Saat 22.00’yi geçiyor.
Yazıyı basılması için matbaaya gönderme vakti doldu. Açıklanan
sonuçlara göre Cumhurbaşkanlığı’nı birinci turda yine Tayyip
Erdoğan’ın kazandığını ve Meclis sandalye dağılımında da “Cumhur
İttifakının” çoğunluğu sağladığı görülüyor. Halkın yüzde 50’sinden
az da olsa fazlası yine güçlü iktidar olarak devam etmesini uygun
gördü.
Sandıktan bu sonuç çıktı.
Yazara ne yapmak düşer:
Güç önünde eğilmemek.
Yazmaya devam etmek.
Güç önünde eğilmeden yazmaya devam edeceğim. İnanıyorum ki, her
yazı mermere düşen damladır.
Damlaya damlaya!
Mermerler delinir.