Vermişler, elinde bir takım belgeler sallıyor. Alayı yalan.
Alayı sahte. Elinde salladığı belgeler gerçek çıkarsa ben istifa
ederim, çıkmazsa “sen defolup gidecek misin?”
demişti.
Belgeler basına verildi.
“Belgeler gerçekse istifa ederim” diyen dudaklarda
söylem değişti: Alayı yalan, alayı sahte diyordu, şimdi
“giden yok, gelen döviz var demeye”
başladılar.
Yani!
Giden para haramdır.
Gelen para helal.
Böyle mi kıvıracaksınız.
Giden, gelen varsa demek ki “belgelerin, dekontların alayı
yalan-alayı sahte” değil. Ağızdan çıkan sözün yerine
getirilmesini bekliyoruz. Vicdanen bunu beklemeye ve
Cumhurbaşkanı’ndan “istifasını istemeye” hakkımız
var. Belgelerin alayı sahte çıksaydı Kemal Kılıçdaroğlu’na
“istifa et çek git…” diyecektik. Çünkü
bu ülkede dürüst, namuslu, temiz insanlık ölmedi. Bu ülkede Hopalı
Teomanlar var. * * * Hopalı Teoman!
Unutulmaz.
Unutturulamaz.
Şu sırada ABD’de “kime nasıl rüşvet
dağıttığını” ve sahte evraklarla altın ithal edip
altın ihraç ettiğini grafiklerle çizip anlatmakta olan Rıza
Sarraf, “Teoman’a neler yaptım, ne vaatler, ne şeyler… Yok yok adam
almıyor… ” demişti. Hopalı Teoman Coşkun
Dudak, Atatürk Havalimanı’nda Kargo Müdür yardımcısıydı.
Rıza Sarraf’ın şirketi aracılığı ile Gana’dan Türkiye’ye getirilen
64.5 milyon dolarlık 1.5 ton altın için “sahte evrak
verildiğini” tutanak altına aldırmış, o tutanak sayesinde
devletin kasasına 57 milyon TL vergi geliri kazandırmıştı. Bundan 4
yıl önce “Rıza Sarraf’ın sahte evraklarla altın ticareti
yapmakta olduğunu” devlet kayıtlarına geçirmişti.
Hopalı Teoman görüyordu.
Sağır değil duyuyordu.
Rıza Sarraf baş tacıydı.
4 Ocak 2013 günü Gana’dan kalkan uçak Atatürk Havalimanı’na indi.
Uçağın taşıdığı yük için mineral sample (örnek doğa...