Antalya Finike’nin verimli, doğurgan, koruyucu, kollayıcı,
yaratıcı, destansı doğasında; mermer ocakları çalışsın üretim
olsun, zenginlik doğsun fakat “çevre katliamı da olmasın”
istiyorlardı. Onlar Finike’de yaşıyorlar, kanunlara sığınarak
mermer ocaklarının sahipleriyle mücadele ediyorlardı. Bu iki
iyi insan, karı koca; Aysin Büyüknohutçu ve Ali Ulvi
Büyüknohutçu, Kızılcık Yaylası’ndaki dağ evlerinde
öldürüldüler.
31 yaşındaydı katil.
Yakalandı.
Para karşılığı öldürdüm dedi ve hapishaneden bir mermer ocağı
sahibine yazdığı mektupta ise “bana vaat ettiğiniz 100 bin
TL’yi eğer 10 gün içinde eşime teslim etmezseniz, mahkeme
günü adlarınızı açıklayacağım…” diye tehdit etti.
Söyleyecekleri önemliydi.
Hücresinde intihar etti.
Çarşafla kendini astı.
İki iyi insanın avukatları diyor ki, Antalya L Tipi Kapalı
Cezaevi’ne görüş için girerken bile sıkı aranıyoruz, ciddi denetim
var. Bu sıkı denetim altında nasıl oldu da çarşafla intihar
girişimini görüp, hissedip, tahmin edip durduran çıkmadı?
* * *
Hükümlü ve tutukluların can güvenliğinden sorumlu Adalet
Bakanlığı, 16 yıllık iktidarın en hızlı yatırımcı bakanlıklarından
biri oldu. Ülkemizde “hapishane yapım hızı, fabrika yapım hızını”
geçti. Hapishaneler yurdun dört bir köşesinde çoğalırken iktidar
partisi AKP’nin Aksaray İl Başkanı Abdulkadir Karatay, “ Cezaevi
ihalemiz tamamlandı. Aksaray tarihinde ilk ve en büyük yatırımına
kavuştu” diyerek sevincini gizlemedi.
Pek çok ülkede tersiydi.
Hapishaneler kapandı.
Biz hapishane çoğalttık.
Hapishane sayısı 381’i buldu.
Yeni 139’u son 10 yılda yapıldı.
Her bir hapishanenin ihale tutarı 300 milyon TL’den başlayıp 520
milyon TL’ye kadar çıktı.