Meclis süstür.
Göstermelik.
600 milletvekilinin çoğunu parti başkanı da olan III.
Abdülhamit seçti, listeye koydu. Onlar da Meclis'e girdiler. Kanun
yapacaklar. III. Abdülhamit, ihtiyaç duyarsa, Meclis'teki
milletvekillerine şu kanunu çıkartın, taslağını size gönderiyorum
diyecek. III. Abdülhamit hem cumhurbaşkanı, hem parti başkanıdır.
Bu durumda Meclis'teki 3 milletvekilinden 2'sinin “Birlikte karar
alalım, Cumhurbaşkanı III. Abdülhamit'e sorumluluğunu bildirelim”
diyebilme ihtimali neredeyse sıfırdır. Gerçekte III. Abdülhamit'in
Meclis'e karşı sorumluluğu yoktur.
Meclis'in eli bağlı.
Kolu da bağlıdır.
Gensoru veremez.
III. Abdülhamit' ten önceki Meclis'te 20 milletvekili bir araya
gelebiliyor, “şu bakan rüşvet yedi, şu bakan görevini kötüye
kullandı, şu bakan vatana ihanet etti” diye belgelerini de ortaya
koyup gensoru verme hakkı kullanıyordu. Darbeci Kenan Evren
Anayasası'nda bile var olan bu hak, III. Abdülhamit Anayasası'nda
kaldırıldı.
* * *
Egemenlik hakkı, milletten yani Millet Meclisi'nden III.
Abdülhamit'e geçti. III. Abdülhamit, beni de halk seçti ve partili
cumhurbaşkanlığı makamını babamdan almadığıma göre “işte
egemenlik şimdi tam olarak milletin oldu” diyebilmektedir. 5 yılda
bir seçim yapılır, halk III. Abdülhamit'i beğenmezse seçmez.
Yeni seçilen.
IV. Abdülhamit olur.
O gider, yenisi seçilirse.
V. Abdülhamit.
VI. Abdülhamit.
Böyle gider.
Çünkü bu III. Abdülhamit Anayasası, üç-dört-beş-altı-yedi ne kadar
gelirse tüm Abdülhamitler için “soruşturma süreci başlatmayı” ve
Abdülhamitlerin “Yüce Divan'a sevkini” neredeyse imkansız hale
getirdi. Soruşturmayı başlatmak için 300 milletvekili gerekiyor.
Yüce Divan'a sevk için de 400 milletvekili… III. Abdülhamit
partinin başkanı olduğu ve kimin milletvekili olacağını, listelere
o yazdığı için 400 milletvekilini ara ki bulasın…