Hat hat, çizgi çizgi, dalga dalga imzası geleceğimizin… Onların
olsun.
Şöhret için…
Şan için…
Güç için…
Para için…
Siyasetten geçinmek için… Politika pazarında oy devşirmek için…
Cumhurbaşkanı olmak istemiyorlar. Halktan demokrasi desteği
istemek için imza istiyorlar.
Meral yengeye…
Temel dedeye…
Demirtaş kardeşe…
Perinçek abiye…
Ben de imza veriyorum.
Muharrem İnce’nin de yolu açık, oy vereni çok olsun. Ayrı ayrı
partilerin adayları fakat aynı ışıklı geleceğin sözünü veriyorlar:
Seçilirsek sarayda oturmayacağız. Parlamenter sisteme geri dönüşün
yolunu açacak yeni anayasanın yapılmasına omuz vereceğiz. Kuvvetler
ayrımı ilkesini gözeteceğiz. Bağımsız adaleti mutlaka getireceğiz.
Yiyen yediren, yandaş, hısım akraba, partili kayıran
olmayacağız.
Ötekileştirme son bulacak.
Düşmanlaştırma olmayacak.
Bölünme, kamplaşma bitecek.
Hukukun üstünlüğü gelecek.
Ülke huzura kavuşacak.
Üreten ve hakça bölüşen güçlü bir ekonomiye geçişin yolunu
açacağız.
Bunları söylüyorlar.
Benim de bir imzam var.
Onlara veriyorum.
* * *
İmzaya leke, kir, korku, sinme, zan, şeytanlık düşürmeye
kalktılar.
Meral Akşener.
Temel Karamollaoğlu.
Doğu Perinçek.
Ayrı ayrı 100 bin imzayı bulamasın
diye “insanları imzalarından
sindirmek” istediler.
Korkutmayı amaçladılar.
Halk korkmadı.
Dün il ve ilçe seçim kurulları kapısında kuyruklar oluştu. İmzalar,
hat hat, çizgi çizgi, dalga dalga geleceğimiz oldu.
Halk onları dinlemedi.
Leke sürüyorlar.
Algı oluşturuyorlar.
Akşener, FETÖ’cüdür.
Karamollaoğlu, FETÖ’cüdür.
Perinçek, FETÖ’cüdür.
Akşener, Karamollaoğlu, Perinçek için imza atanlar içinde FETÖ’cü
vardır demeye getirdiler. Polis (İçişleri Bakanlığı) ve savcı
(Adalet Bakanlığı) harekete geçsin diye sözlü emir çıkardılar.