Temellerinde sarsıntı var, menteşelerinden gıcırtı sesleri
yükseldi. Halk büyük kentlerin meydanlarına çıktı; “Ekmek,
iş, özgürlük” istiyor.
Ölü sayısı artıyor.
İran’ın düşmanları ABD, İsrail, İngiltere ve Suudi Arabistan’ı
yönetenler sevinçten uçmaktalar.
İran’a bak!
Gör halini!
İçin çürükse dıştan oyarlar.
İran Şii İslam modeli:
DİNİ LİDER:
(Ali Hamaney)
Ömür boyu devletin başı.
UZMANLAR MECLİSİ:
(8 yılda bir seçiliyor)
88 kişi.
Dini lideri bunlar atıyor.
MUHAFIZLAR KONSEYİ:
(12 kişi)
Yarısını dini lider atıyor.
CUMHURBAŞKANI:
(Hasan Ruhani)
4 yıllığına seçiliyor.
Dini liderin imtiyazına asla dokunamıyor.
PARLAMENTO:
(290 milletvekili)
4 yılda bir seçiliyorlar.
* * *
Devrim Muhafızları Ordusu, 10’a yakın güçlü istihbarat servisi,
devletin meşru gücünü kullanma yetkisi verilmiş sivil silahlı
güçlerin ağır baskısı, sindirmesi, korkutmasına rağmen halk sokağa
çıktı. Dini liderlerin ağırlıklı olarak yaşadığı Kum kentinde
protesto için meydanı dolduranlar: “Halk yalvarıyor, din
adamları Allah gibi davranıyor” diye bağırıyorlar.
Anlayın!
İran tipi modellerde ve ona özenenlerde; başlangıçta “dini
iktidara getireceklerini” söylerler fakat gerçekte
“dinin sırtına binip kendilerini iktidara
vidalarlar” ölünceye kadar “Tek Adamlık-
Hocaefendilik- Ayetullahlık” sürerler.
Sonuç, iç çürüme.
Halk ekmek bulamaz.
İş bulamaz.
Fiyatlar artar.
Yoksulluk alev olur.
Yolsuzluk şahlanır.
Rüşvet patlar.
Adalet biter.
Yargı bağımsızlığı gider.
Seçimlere hile karışır.
İran Şii İslam modeli, yılların sonunda bunları üretti. İslam
dünyasına örnek olacak bir kurum, atılım, yenilik
geliştiremedi.
İran modeli içinden çürüdü.
Şimdi İran Cumhurbaşkanı bile bu gerçeği kabul etti: “ Her
eylemcinin yurt dışından emir almadığını, bir grup insanın da
fikirlerini ve sorunlarını aktarmak, daha fazla özgürlük istemek
için sokağa çıktığını” dünyaya duyurdu.