Ancak yüksek ideali olanlar; bir ömrü bir sevdaya adamışlar böyle bir kitap yazar. Bu kitap; emekle, sabırla, yılmayan çalışma, dinmeyen enerji, bitmeyen umutla var edilen Türkiye’nin kendi yerli ve milli birikiminin, 10-15 yılda nasıl yabancı ellere transfer edildiğini bütün çıplaklığıyla anlatıyor.
Kitabın adı:
“Tekel’in nesi kaldı?”
★★★
Kitabın yazarı Kerim Yanık, ömrünün 50 yılını el presleri, hidrolik eziciler, emme basma tulumbaları, fermantasyon tankları, Avanos toprağından yapılmış küpler, kav odasına dönüştürülmüş kaya oyma mahzenleri ile Elazığ’dan Ürgüp’e, Kayseri’den Bilecik’e, Tokat’tan Gaziantep’e, Kırcasalih’den Şarköy’e, Kalecik’ten Uçmakdere’ye ve oradan Kırşehir’e uzanan üzüm bağlarında geçirdi. Ülkesinin bağlarında, yaylalarında yetişen çileğin, kayısının, vişnenin, ahududunun, çeşit çeşit üzümün şaraba, rakıya, liköre, vermuta, konyağa dönüşebilmesi için yeni bir ruhla çalışıldığına tanık oldu.
Bu kitap!